• Her gün uyanınca su için.
• Kahvaltınızı sabah 8.00 – 8.30 arası yapın.
• Protein ağırlıklı kahvaltı tercih edin. Örneğin 1 yumurta, az yağlı beyaz peynir, yeşillik ve 1 dilim esmek ekmek tercih edebilirsiniz.
• Kuşluk saatinde ara öğün yapın. Ara öğünde 2 hurma ve 2 adet ceviz tercih edebilirsiniz.
• Öğle yemeğinden yarım saat önce 2 bardak su içmeyi unutmayın.
• Öğlen yemeğiniz protein ağırlıklı olsun. Örneğin yaklaşık 100gr yağsız pişirilen et / balık ya da tavuk tercih edebilirsiniz. Yanına yeşil salata, 1 kase yoğurt ya da 2 bardak ayran tercih edebilirsiniz
• İkindi ara öğününde 1 kase yoğurt veya 1 porsiyon meyve tercih edebilirsiniz.
• Her saat başında 2 bardak su içmeyi unutmayın. Günde yaklaşık 2 litre su tüketmeye özen gösterin.
• Akşam yemeğinde sebze tercih edin. 10 kaşık sebze yemeğinin yanında 1 kase yoğurt tüketebilirsiniz.
• Akşam yemeğinden sonra şekersiz bitki çayı tercih edebilirsiniz.
Dyt. Ayşe Tuğba Şengel
Güzellik ve Ötesi
-Güzellik ve yaşama dair her şey
18 Temmuz 2019 Perşembe
Diyete Başlıyorum ama Devam Edemiyorum
Çoğumuzun “diyet” denilince aklına gelen kısa sureli de olsa sevdiğimiz besinlerden uzak kalmaktır. Diyet, birçok besini içerse de mutlaka yasaklar olacak diye düşünrüz.
“Diyete Basliyorum ama Devam Edemiyorum” diyenler iste bunun 5 NEDENİ
Çoğumuzun “diyet” denilince aklına gelen kısa sureli de olsa sevdiğimiz besinlerden uzak kalmaktır. Diyet, birçok besini içerse de mutlaka yasaklar olacak diye düşünrüz. Son zamanlarda yapılan araştırmalara bakıldığında , düzenli olarak diyet yapan her 20 kişiden ortalama 4 kişi ilk yedi gün içinde, 3 kişi ise 1 ayın sonunda diyeti bırakıyor, diyet yapanlarin sadece %20’si ise diyete 3 ay boyunca devam ediyor. Sizin de fazla kilolariniz varsa ve/veya uzun sureli diyetlere devam edemiyorsaniz çözüm önerilerimi okumanızı tavsiye ediyorum.
Aşağıdaki 5 strateji sizi diyetinizin henüz başında havlu atmaktan alıkoyabilir, böylece sürdürülebilir bir beslenme programıyla kalıcı kilo kaybı sağlayabilirsiniz.
1-Vücudunuz isyan ediyor:
Ugulanmasi zor veya katı diyetler ruh halinizi olumsuz etkileyebilir, baş ağrınızı, fiziksel ve zihinsel yorgunluğunuzu, sinirlerinizi ve sindirim sisteminizi tetikleyebilir. Kimse böyle hissetmek istemez; eğer siz de enerjik, rahat ve mutlu hissetmek istiyorsanız diyetinizi değiştirmelisiniz.
Ne yapmalıym?: Öncelikle geçmişinizi gözden geçirmeli ve aynı hataları tekrar yapmamalısınız. Siz bedeninizi herkesten daha iyi bilirsiniz, muhtemelen neyi yaptığınızda kendinizi daha kötü hissettiğinizi de en iyi bilen sizsiniz. Ben danışanlarıma ne zaman kendilerini kötü hissettiklerini sorduğum zaman, genelde aynı cevapları alıyorum. Bu cevaplar ağırlıklı olarak çok az kalori veya çok az karbonhidrat yediklerinde mutsuz olduklari üzerine, ve “eğer geriye dönseydiniz daha dengeli hissetmek için daha farklı ne yapardınız?” diye sorduğumda birçoğu, atıştırmaları arttırmak, porsiyonları büyütmekten bahsediyor. Simdiye kadar neden bu istediklerini yapmadiklarini sorduğumda ise o şekilde kilo vereceklerine inanmadiklarini söylüyorlar. Kilo vermek için daha fazla yemek size de mantıksız görünse de hemen bu düşünceden uzaklaşın ve vücudunuza güvenin. Evet kilo vermek için bir şeylerden kısmak gerekebilir, fakat temel ihtiyaçlarınızdan kısarsanız metabolizmanız ve sağlığınız bozulabilir, daha fazlası vücudunuzdan “bu kadar yeter!” sinyalleri alabilirsiniz. Başarılı olmak için akıllıca bir plan yapmalısınız; ne az ,ne fazla; sadece denge.
2-Açlık:
Sofradan kalktıktan 5 dakika sonra veya yemekten bir saat sonra açlık hissetmek, giderek azalması gereken bir duygu değildir. Aslında sürekli hissettiğiniz kronik açlık diyetinizin yetersiz veya dengesiz olduğunu gösterir, bu da vücudunuzda enerji tasarrufuna, dolayısıyla da kilo kaybında duraklamaya neden olabilir.
Nasıl düzeltebilirim: sürekli açlık hissi olmadan kilo kaybetmek için tokluğu arttıran besinleri diyetinize dahil edebilir, böylece daha uzun süre tok kalabilirsiniz. Örneğin; yağsız protein (organik yumurta, tavuk, balık, fasulye ve mercimek), lif (meyve, sebze, kepekli tahıllar, fasulye, mercimek), ve iyi yağlar (avokado, yağlı tohumlar , sızma zeytinyağı ve hindistan cevizi yağları) içeren gıdalar. Yaklaşık 350 kalorilik uzun süre tok tutan yiyeceklere baktığımızda; bir kase sebzeli mercimek çorbası, ¼ avokado, iki fincan ızgara kuşkonmaz, 1,5 bardak pişmiş kinoa; kendinizi 350 kalorilik diğer yiyecekleri tükettiğinizden daha doygun hissedeceksiniz. Bunun yanında diğer akıllıca seçimler ise kalorisi az fakat hacim olarak büyük besinleri tercih etmek. Bunlar; su oranı yüksek taze sebze-meyveler, organik patlamış mısır, haşlanmış tam tahıllar olabilir. Yarım fincan organik mısır yaklaşık 15 gr karbonhidrat içerir, aynı miktardan 3 fincan organik patlamış mısır elde edebilirsiniz. Yarım fincan kahverengi pirinç yaklaşık 22 gr karbonhidrat içerir ve kahverengi pirinç sizin yaklaşık 8 kat daha fazla doymuş hissetmenizi sağlayacaktır.
Nasıl düzeltebilirim: sürekli açlık hissi olmadan kilo kaybetmek için tokluğu arttıran besinleri diyetinize dahil edebilir, böylece daha uzun süre tok kalabilirsiniz. Örneğin; yağsız protein (organik yumurta, tavuk, balık, fasulye ve mercimek), lif (meyve, sebze, kepekli tahıllar, fasulye, mercimek), ve iyi yağlar (avokado, yağlı tohumlar , sızma zeytinyağı ve hindistan cevizi yağları) içeren gıdalar. Yaklaşık 350 kalorilik uzun süre tok tutan yiyeceklere baktığımızda; bir kase sebzeli mercimek çorbası, ¼ avokado, iki fincan ızgara kuşkonmaz, 1,5 bardak pişmiş kinoa; kendinizi 350 kalorilik diğer yiyecekleri tükettiğinizden daha doygun hissedeceksiniz. Bunun yanında diğer akıllıca seçimler ise kalorisi az fakat hacim olarak büyük besinleri tercih etmek. Bunlar; su oranı yüksek taze sebze-meyveler, organik patlamış mısır, haşlanmış tam tahıllar olabilir. Yarım fincan organik mısır yaklaşık 15 gr karbonhidrat içerir, aynı miktardan 3 fincan organik patlamış mısır elde edebilirsiniz. Yarım fincan kahverengi pirinç yaklaşık 22 gr karbonhidrat içerir ve kahverengi pirinç sizin yaklaşık 8 kat daha fazla doymuş hissetmenizi sağlayacaktır.
3-İstek:
Ben ideal kiloya ulaşan danışanlarıma genellikle bundan sonraki dönemde mutlu olmak için yine beslnme konusunda savurganlık yapıp yapmayacaklarını sorarım ve birçoğu bunun için sonsuza kadar yemin etmek istemez. Oysa ki kilo kontrolü ömür boyu motivasyon olduğu için bu çok kritik bir sorudur. Bağlımlılıklar için bir yol bulunamazsa kaybedilen 20kg 25kg olarak , 30kg da 40kg olarak geri alınır. Diyete başladıktan bir hafta sonra “mükemmel” olmaya çalışmak, depresif, kızgın ,öfkeli hissetmeye ,bunun sonucunda tıkınırcasına yemek yemeye ve diyetin bozulmasına neden olur.
Nasıl düzeltebilirim: “Ya hep ya hiç!” zihniyetinden kurtularak. Bu düşünce, diyetinizde yaptığınız küçük bir kaçamak sonrasında “ben nasılsa diyeti bozdum, yapamıyorum, bırakayım” gibi düşünceleri tetikler. Eğer aşırıya kaçmaktan korkuyorsanız, küçük kaçamaklar aşırı yemek yeme riskinizi azaltacağından faydalı bile olabilir. Örneğin haftada bir istediğiniz restorandan bir dilim pasta veya pastaneden kurabiye alabilirsiniz. Ayrıca bu kaçamaklara avokado, bitter çikolata veya badem ezmesi gibi kilo kaybı dostu besinleri eklerseniz sonuç beklediğinizden de iyi olabilir.
Nasıl düzeltebilirim: “Ya hep ya hiç!” zihniyetinden kurtularak. Bu düşünce, diyetinizde yaptığınız küçük bir kaçamak sonrasında “ben nasılsa diyeti bozdum, yapamıyorum, bırakayım” gibi düşünceleri tetikler. Eğer aşırıya kaçmaktan korkuyorsanız, küçük kaçamaklar aşırı yemek yeme riskinizi azaltacağından faydalı bile olabilir. Örneğin haftada bir istediğiniz restorandan bir dilim pasta veya pastaneden kurabiye alabilirsiniz. Ayrıca bu kaçamaklara avokado, bitter çikolata veya badem ezmesi gibi kilo kaybı dostu besinleri eklerseniz sonuç beklediğinizden de iyi olabilir.
4-Sosyal baskı:
4-5 kg fazlası olan çoğu danışanım, sağlıklı beslenme ile kilo vermeyi denediklerinde aileleri veya arkadaşlarının “senin kilo vermen gerekmez, gayet iyi görünüyorsun” gibi yorumlarıyla karşılaştıklarını söylediler. Son yıllarda yapılan bir çalışmada yemeğin arkadaşlarla yenildiğinde, bir yabancıyla yenildiğinden daha fazla miktarda olduğu bulunmuştur, arkadaşlar genelde yememek konusunda değil yemek için konusunda birbirine destek olur.
Nasıl düzeltebilirim: Arkadaşlarızınla yemeğe değil eğlenmeye gidin ve yemek yerken eğlenceye ara verin. Eğlenceyi akşam yemeği ve alkol saatlerinizin dışında tutun. Film izlemek yerine (patlamış mısır ve şeker tüketimine azaltmak için) bir oyuna veya dansa gidebilirsiniz, böylece tüm akşamı su yudumlayarak geçirebilirsiniz. Eğer bu yöntem de işe yaramazsa, arkadaşlarınıza hedeflerinizin sizin için neden önemli olduğunu somut bir şekilde açıklayın. Örneğin iyi beslenmem, daha iyi uyumama, iş yerinde daha iyi konumda olmama yardımcı olurken ayrıca , mide rahatsızlıklarıma da engel olur gibi, ve bu konuda onlardan destek isteyin. Arkadaşlarınız da sizin gibi düşündüğünde suç ortağınızı kaybetmiş gibi hissedebilirsiniz fakat eminim onlar sizinle vakit geçirmek için bir orta yol bulacaklardır.
5-Duygular:
Biz doğduktan hemen sonra beslenme için programlanmış konumdayız. Kutlamalarda, kriz anlarında, sevgi gösterirken veya rahatlama aracı olarak hep besinleri kullanırız. İşte bu yüzden kötü bir gün, uzun süredir beklenen bir davet veya bir maç, yemek yemeyi tetikleyebilir.6-7 yıldan daha fazla sürede danışanlarımdan gördüğüm kadarıyla duygusal yemenin üstesinden gelememe, kilo kaybının önündeki en büyük engellerden biri.
Nasıl düzeltebilirim: üzgün, sinirli veya endişeli olduğunuzda bir çikolata yemek size o an kendinizi daha iyi hissettirebilir, fakat size ertesi gün veya yedikten yarım saat sonra neler hissettirecek? Canınızın istediği an sorgulamadan yemek yerine sadece 5 saniye düşünüp sonuçlarını düşünmek gerekir. Bunun kolay olduğunu söyleyemem,bir gecede değişmeyecek olsa da bu kalıbı yıkabilirsiniz. Zamanınızın %50-70 i duygusal yeme olmasa bile bu değişim kilo üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Eğer kötü hissettiğinizde buzdolabı sizi kendine çekiyorsa, buzdolabı yerine hemen bilgisayarınızı açıp ideal kilosuna ulaşan insanların başarı hikayelerini okuyun veya biraz yoga yapın. Bunlar yoğunlaşan duygularınızı dağıtmaya yardımcı olacaktır.
Uzm. Diyetisyen Merve Tığlı
7 Temmuz 2019 Pazar
Çikolata Diyeti
Bir sevgililer günü klasiği olan Çikolata hep şişmanlatan, sivilce çıkartan, dişleri bozan bir besin maddesi olarak algılanır. „aman kilo almayayım“ telaşı içerisinde cazibesine karşı konulmaya çalışılır.. ama eninde sonunda bir şekilde yenir. Ölçüyü kaçırmadan yediğiniz sürece çikolatanın bir sürü faydalı etkisinden yararlanabilirsiniz.. çünkü çikolata hayatın keyif verici yanlarından biri.
Çikolata sadece muhteşem lezzetli bir yiyecek değil, aynı zamanda yararlı da. Kanseri önlemede, kalp hastalıklarını engellemede, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede rol oynuyor. Aynı zamanda duygusal anlamda da kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor,
Özellikle ışık açısından zayıf olan, havanın erken karardığı kış aylarında insanları daha rahat ve huzurlu yapan seratonin hormonu vücut tarafından daha çabuk tüketiliyor bu da mutsuzluğa ve huzursuzluğa neden oluyor. Ağza atılan bir parça Çikolata serotonin hormonunun salgılanmasını sağlıyor.
Özellikle ışık açısından zayıf olan, havanın erken karardığı kış aylarında insanları daha rahat ve huzurlu yapan seratonin hormonu vücut tarafından daha çabuk tüketiliyor bu da mutsuzluğa ve huzursuzluğa neden oluyor. Ağza atılan bir parça Çikolata serotonin hormonunun salgılanmasını sağlıyor.
Çikolatanın içerdiği yağ ise endorfin salgılamamıza yol açıyor, endorfinler de coşkulu bir ruh hali içinde olmamızı sağlıyor. Sporcular da, yarışma öncesinde yenecek bir çikolata motivasyon açısından faydalı bir etki yaratabiliyor. çikolatanın içindeki kafeinde bu konuda oldukça etkili.
Çikolatanın, daha doğrusu kakaonun içinde fenoller bulunuyor. Bu maddeler –ayni kırmızı şarapta olduğu gibi- kolesterolün karşıtı olarak damar kireçlenmesinden ve kalp hastalıklarından koruyorlar.
50g çikolatanın içinde bir kadeh kırmızı şarapta olduğu kadar fenol var. Ve çikolatanın rengi koyulaştıkça bu değer artıyor. Fenoller antioksidant maddelerdir. Antioksidanlar, çevre kirliliği, sağlıksız beslenme, alkol, ve sigara gibi vücuda zarar verici şeylere karşı hücrelerin dirençlerini arttırmaya yarıyorlar. Çünkü bu gibi etkenler hücrelere zarar verip, kansere sebep olabilir, vücut sisteminin yaşlanmasını hızlandırırlar. Kakao fenolü aynı zamanda bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde de etkin rol oynar.
Çikolatanın, daha doğrusu kakaonun içinde fenoller bulunuyor. Bu maddeler –ayni kırmızı şarapta olduğu gibi- kolesterolün karşıtı olarak damar kireçlenmesinden ve kalp hastalıklarından koruyorlar.
50g çikolatanın içinde bir kadeh kırmızı şarapta olduğu kadar fenol var. Ve çikolatanın rengi koyulaştıkça bu değer artıyor. Fenoller antioksidant maddelerdir. Antioksidanlar, çevre kirliliği, sağlıksız beslenme, alkol, ve sigara gibi vücuda zarar verici şeylere karşı hücrelerin dirençlerini arttırmaya yarıyorlar. Çünkü bu gibi etkenler hücrelere zarar verip, kansere sebep olabilir, vücut sisteminin yaşlanmasını hızlandırırlar. Kakao fenolü aynı zamanda bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde de etkin rol oynar.
Çikolata kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, çinko ve bakır gibi minerallar içerir.
Koyu renkli çikolatalar genel anlamda daha “sağlıklı” sayılan çeşitler. Bunların renklerinin koyu olması içerdikleri yüksek kakao oranından kaynaklanıyor.
Tabii çikolatanın yüksek şeker içerdiğini de unutmayın.
Diyabetik olanları, çikolatadan vazgeçemeyen ama şeker almak istemeyenler için bir seçenek olabilir.
Koyu renkli çikolatalar genel anlamda daha “sağlıklı” sayılan çeşitler. Bunların renklerinin koyu olması içerdikleri yüksek kakao oranından kaynaklanıyor.
Tabii çikolatanın yüksek şeker içerdiğini de unutmayın.
Diyabetik olanları, çikolatadan vazgeçemeyen ama şeker almak istemeyenler için bir seçenek olabilir.
Çikolata Diyeti
Kahvaltı:
1 tatlı kaşığı fındık,fıstık ezmesi veya reçel
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
1dilim peynir Domates, salatalık, yeşil biber
1 tatlı kaşığı fındık,fıstık ezmesi veya reçel
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
1dilim peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Ara: 1 meyve (4 adet çikolataya batırılmış çilek de olabilir)
Öğle: 1 porsiyon ızgara tavuk göğüs
1su bardağı ayra,
salata
1su bardağı ayra,
salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata , gofret veya 3 madlen veya 1 kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği
3 yemek kaşığı yoğurt
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
salata
3 yemek kaşığı yoğurt
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Şeker hastaları için özel tatlı
Armut ‘Helene’ 3 kişilik
MALZEMELER:
MALZEMELER:
135 gram armut
200 gram az yağlı süt
120 gram su
Sıvı sakarin
12 gram çikolatalı puding tozu
HAZIRLANIŞI:
Armutlar suda yumuşayıncaya dek pişirilir, dışarı çıkarılıp suyu süzülür
Süt ve puding karıştırılarak pişirilir
Sakarin de eklendikten sonra sık sık karıştırılmak şartıyla pişmeye bırakılır
Pişen sos henüz sıcakken armutun üstüne dökülür ve servis yapılır
İçerdiği gıda unsurları: 60 kalori
200 gram az yağlı süt
120 gram su
Sıvı sakarin
12 gram çikolatalı puding tozu
HAZIRLANIŞI:
Armutlar suda yumuşayıncaya dek pişirilir, dışarı çıkarılıp suyu süzülür
Süt ve puding karıştırılarak pişirilir
Sakarin de eklendikten sonra sık sık karıştırılmak şartıyla pişmeye bırakılır
Pişen sos henüz sıcakken armutun üstüne dökülür ve servis yapılır
İçerdiği gıda unsurları: 60 kalori
SEVGİLİLER GÜNÜ İÇİN SAĞLIKLI HEDİYE ÖNERİLERİ
Pilates veya yoga cd leri
Spor klübü üyeliği
Düşük kalorili pratik tarifler, yemek kitabı
Değişik büyüklükte dambıllar, elastik egzersiz bantları veya taşınabilir egzersiz aletleri
Spor yaparken veya ofisinde, su içmesini alışkanlık haline getirmesini sağlayacak su şişesi, matara veya sürahi.
Değişik kavanozlarda taze baharatlar ve otlar, çaylar.
Spor klübü üyeliği
Düşük kalorili pratik tarifler, yemek kitabı
Değişik büyüklükte dambıllar, elastik egzersiz bantları veya taşınabilir egzersiz aletleri
Spor yaparken veya ofisinde, su içmesini alışkanlık haline getirmesini sağlayacak su şişesi, matara veya sürahi.
Değişik kavanozlarda taze baharatlar ve otlar, çaylar.
*KAYNAK: Dyt. Ferin Batman
Etiketler:
çikolata,
çikolata diyeti,
diyet,
diyet kürleri,
diyet listesi,
diyet programı,
diyetisyen,
ferin batman,
hediye,
hızlı kilo verme,
kilo verme,
sevgililer günü,
şok diyet,
zayıflama
Diyet ve Kefir
Diyette kefir tüketimi. Kefir etil alkol ve laktik asit bakterilerinin sütü fermente etmesi sonucu elde edilen çok eski geçmişe sahip bir besindir. Kafkasya ve Orta Asya kökenli mili bir besinimizdir. Kefirin besleyici değeri ve fizolojik özellikleri çok yüksektir. Kefirin bileşiminde süt asidi ve etil alkol bulunur içerdiği karbondioksit nedeniyle köpüren bir yapıya sahiptir. Kefir, çoğunlukla elde edildiği şekilde taze olarak, bazen de çorba ve pasta gibi çeşitli besinlere katılarak pişirildikten sonra da tüketilebilmektedir.
Kefir süt ile mayalandığı için süt içindeki laktoz, yağ, mineral maddeler ve vitaminler gibi besin maddelerinin hepsini bulundurur. Kefir oluşurken bazı vitaminlerin sentezlenmesi, proteinlerin ve süt şekeri laktozun kısmen parçalanması kefiri daha değerli bir besin haline getirmektedir.
Kefir taneleri, sütü fermente edici rol oynar, kazein ve birbirleriyle ortaklaşa yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi kolonilerden oluşur ve tanenin en önemli özelliğinin fermantasyon sonunda süzülerek geri kullanılabilir.
Kefir tanelerinde laktik asit bakterilerinden Lactobacillus cinsi bakterilerin daha baskın olduğunu tespit edilmiştir.
Kefirin içeriğinde bulunan bakteriler sütte bazı reaksiyonlar oluşturarak sütü daha kolay sindirilebilir hale getirir. Böylece vücudumuz besin ögelerini daha kolay emilir hale getirir. Bu bakteriler süt şekeri olan laktozu galaktoza çevirerek laktoz intoleransı olan kişilerinde sütü rahatça tüketebilir hale getirir. Ayrıca kefir kalsiyum, fofor B vitaminleri bakımından oldukça zengin bir besindir.
Kefirdeki CO2 sindirimi kolaylaştırır özellikle B12 gibi bazı B grubu vitaminleri sentezlenir ve kefirde oluşan süt asidinin yoğurda göre kolay hazmedilebilir.
Kefir özelikle sindirim sistemi hastalıklarında tedavi edici amaçlı olarak da kullanılmaktadır.
Kefirin antikanser üzerine etkisi üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda giderek artmaktadır. Yapılan bir çalışmada kefirden alınan polisakkarit yapıda olan KGF-C oral yolla farelere verildiğinde kanser hücreleri gelişimini %40-60 arasında azalttığını gösterilmiştir.
Bazı pediatri uzmanları fermente sütü özellikle de kefiri, sadece besleyici özelliğine bağlı değil aynı zamanda ishale karşı koruyucu olmasından dolayı hem sağlıklı hem de hastalıklı çocuklarda kullanmaktadırlar.
Kefir de bulunan laktik asit bakterileri insanlarda ve hayvanlarda tümörlere veya enfeksiyonlara karşı immün direnci artırdığı ve kuvvetlendirdiği bilinmektedir. Laktik asit bakterileri immün sistem üzerinde immün sistem etkisini artırıcı özellik de göstermektedir.
Özellikle yeni doğan bebeklerde ve yaşlı insanlar gibi immün sistemi zayıf olan belirli yaş gruplarında immün fonksiyonlarını düzeltmek için besinsel takviye olarak verilebilmektedir.
Bunların yanında kefir olumsuz radyasyon etkilerine karşı vücudu korumak ve immün sistemin onarılmasına yardımcı olmak amacıyla da kullanılmaktadır.
Bağırsak rahatsızlıkları içerisinde laktoz intoleransı; laktozu parçalayan maddenin vücutta bulunmaması nedeniyle laktozun sindirilememesine bu durumda sindirilememiş laktoz özellikle bağırsakların ilerleyen bölgelerinde şişkinlik ve krampların oluşmasıdır. Laktoz intoleransı toplumda % 15 ile 80 arasında değişmektedir. Bu bölgede sindirilmemiş laktoz bakteriler tarafından sindirildiğinde şişkinlik durumu da gözlenir.
Fermente süt ürünleri tüketimiyle, barsak florasının yenilenir ve barsak şikayetleri kaybolur.
Bir çalışmada Laktoz intoleransı bulunan 8 kişiye 500 ml düşük yağlı süt verildiğinde karın ağrıları ve ishal ortaya çıkarken aynı miktarda yoğurt, kefir verildiğinde ise buna benzer olumsuz herhangi bir belirti görülmemiştir. Bu nedenle fermente edilmiş süt ürünleri, laktoz intoleransı kişiler için planlanan diyetler içinde yer almalıdır.
Kefir sürekli ve düzenli tüketildiğinde kefirle beraber vücuda alınan özellikle de laktobasil gibi yararlı bakteriler, bağırsaklara yerleşir, buradaki bakteri topluluklarını düzeltir ve ürettikleri asit ve antibiyotik bileşikler ile hastalık yapan bakterilerin ortadan kalkmasını sağlarlar.
Yapılan çalışmalarda koliform bakterileri, Shigella ve Salmonella gibi patojen bakterileri süte kefir starteriyle birlikte katıldığında, sözkonusu patojenlerin gelişemedikleri görülmüştür
E.coli ve Salmonella gibi ishale yol açan patojen mikroorganizmalara karşı kefir antimikrobiyel etkisiyle onların gelişimini önler ve ishale karşı iyi gelir. Mikroflorada bulunan Laktik asit bakterileri ve mayalar nedeniyle kefir dış nedenli bağırsak mikroorganizmalarına karşı yüksek derecede antibiyotik özellik gösterir. Ayrıca kefirdeki bakteriler tarafından üretilen laktik asit, asetik asit ve antibiyotik maddeler, ince bağırsaklarda saprofit bakteriler tarafından oluşturulan bozulma ve çürümeleri önlerler.
Bağırsak florasının çeşitli hastalıklar ya da antibiyotik tedavisi sonucunda bozulmasına bağlı, bağırsağın yeniden düzenlenmesi amacıyla kefir tüketilmesini öneririm. Bunun yanında kefir, bağırsakları çalıştırıp temizleyen, dışkının kolayca dışarı atılmasını sağlayan bir özelliğe de sahiptir.
Taze kefir mide kaslarının daha iyi çalışması ve midenin daha hızlı boşalması için gereklidir. Süt, peyniraltı suyu, süzme peynir, peynir ve tereyağı midenin bu fonksiyonlarını tamamiyle azaltmaktadır. Mide cerrahisi geçirmiş ya da Helicobacter pylori tedavisi gören insanlarda kişinin bireysel durumuna göre diyet içeriğinde kefir tüketimi de tavsiye edilebilir.
Fermente süt ürünleri ve bunların kültürleri kolesterolü yok edici etkisi durumu mevcuttur. Aynı zamanda bazı laktik asit bakterileri, bifidobakteriler ve yoğurt kültürlerinin de kolesterolü yok edici etkiye sahip oldukları bilinmektedir.
Etiketler:
diyet,
diyet listesi,
diyet programı,
diyetisyen,
hızlı kilo verme,
kefir,
kefir diyeti,
kilo verme,
sağlıklı beslenme,
sağlıklı yaşam,
şok diyet,
yoğurt,
zayıflama
Diyet ve Leblebi
Leblebi tüketimi ile aklımıza gelen sorulardan birisi kuruyemiş olduğundan kilo aldırır mı? Toplam vücut yağını artırır mı? Kaç kaloridir? Tok tutar mı? Bu sorular aklımıza sık takılan sorulardan değil mi?
Kabuklarının ayrılması, kaynatma, kavurma, ayıklama ve öğütme gibi işlemlerden geçirilen bir baklagil olan nohutun ticari olarak bize sunulduğu bir üründür. Esasen nohut kısa bir süre yüksek sıcaklığa maruz bırakılır ve kavrulur. Bu tür ürünler arasında leblebi olarak adlandırılan kavrulmuş nohut, en popüler olanıdır
Nohut taze sebze olarak tüketildiği gibi kavrulmuş haliyle de karşımıza çıkar. Bir kurubaklagil olması sebebiyle protein, mineral maddeler, vitaminler özelikle posa ve liflerden zengindir.
Tok tutma nedenleri arasında tanelerinin kendi ağırlıklarının %18-31 oranında protein
İçermeleridir. Protein içeriğinin yüksek olması sebebiyle de mide geçişi uzundur kana yavaş karışarak tokluğu uzun süre sağlaması nedeniyle zayıflama diyetlerinin müdavimlerindendir.
İçermeleridir. Protein içeriğinin yüksek olması sebebiyle de mide geçişi uzundur kana yavaş karışarak tokluğu uzun süre sağlaması nedeniyle zayıflama diyetlerinin müdavimlerindendir.
Leblebide bulunan diyet lifleri enerji yoğunluğu düşük olduğundan ve su çekici özelliklerinden dolayı mide içeriğinin viskozitesini arttırarak midenin boşalmasını geciktirirler. Böylece açlık hissinizin oluşmasını engellerler. Diyet lifleri ince bağırsakta sindirilemediğinden besin değerleri yoktur. Bu durum kilo vermek isteyen bireylerin daha uzun süre tok kalmasını sağlayarak olumlu etki göstermektedir
İçinde bulundurduğu pektin ve gam gibi çözünür lif bileşeni sayesinde kandaki kolesterolün düşürülmesinde ve glikozun bağırsaktaki emiliminin azaltılmasında da etkilidir.
Ayrıca mide leblebiyi sindirme esnasında daha fazla enerji harcadığından, gün içerisinde toplam harcanan enerji miktarını da artırmış oluruz. Leblebi kilo aldırmaz aksine leblebi zayıflatır. Leblebiyi bol su ile almakta yarar var, suyla birleştiğinde sizi daha uzun süre tok tutar ve zayıflamanıza yardımcı olur. Böylece istediğimiz kiloya kavuşmamızı sağlar.
100 gram yani 1 çay bardağı leblebide 180 gram kalori bulunmasına bağlı, kalorisi de çok düşüktür. Düşük kalorisi nedeniyle diyetinize leblebi eklemeniz tokluk oluşturması ve tokluğu sürdürmesi nedeniyle zayıflamanıza yardımcı olacaktır.
Posa içeriği yüksek besinler sırasında leblebi üst sıralarda yer alır. Zayıflama diyetinizde posanın artırılması kan şekerinin aşırı düşmesi ve yükselmesini önleyerek iştah kontrolünü ve uzun süre tok kalmayı sağlayarak da aşırı kalori alımını engeller. Özellikle kabızlığı önleyerek, bağırsak faaliyetlerinin düzenlerken kilo vermeyi daha kolay hale getirir.
Sarı leblebi yerine beyaz leblebi tercih etmek daha yararlıdır. Çünkü nohutun işlenmesi esnasında kabuğunun çıkarılması, birtakım besin bileşenleri ile birlikte özellikle lif miktarında bir azalmaya da neden olur. Bu nedenle daha düşük enerjiye, daha yüksek proteine ve daha yüksek lif oranına sahip olması nedeniyle beyaz leblebi tercih edilmesi daha doğru olacaktır. Yine üzerinde tatlı, şekerleme ve diğer katkı maddeleri olanları tüketmemeniz daha sağlıklıdır.
Zararları var mıdır? Beyaz leblebi üretiminde kullanılan nohut yapısından kaynaklı beyazlaşır, bazı üreticiler bu beyazlığı daha keskin hale getirmek için titanyum dioksit kullanmaktalar.Titanyum dioksitin herhangi bir zararı tespit edilmemiştir ve Türk Gıda Kodeksi de bu katkı maddesinin kullanımına herhangi bir limit koymamıştır. Bilinen başka bir zararı yoktur.
Leblebi ara öğünlerimizde bizi bir şeyler atıştırmaktan kurtararak kısa zamanda kilo vermemizi sağlar. Aralarda abur cubur atıştırmaktan kendimi alamıyorum diyenler için birebir kullanılabilir. Diyetinizde ara öğünlere ekleyeceğiniz bir kase sarı leblebi veya beyaz leblebi yanına kuru üzüm, kuru kayısı, hurma ve kuru erik gibi kurutulmuş meyveler ile hem tatlı ihtiyacınızı hem de uzun süre tok kalmanızı sağlarsınız.
3 Temmuz 2019 Çarşamba
3 Günde 3 Kilo Diyeti
3 GÜNDE 3 KİLO DİYETİ
Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlere 3 günde nasıl 3 kilo verileceğini anlatacağım.Öncelikle şunu belirtmek isterim ki vereceğiniz kilo miktarı başlangıç kilonuza göre 1.5 ile 3 kilo arasında değişiklik gösterebilir. Çünkü vermesi gereken kilo daha fazla olan bir kişi çok daha rahat kilo verir ancak kilonuz ideal kilo aralığına ne kadar yakınsa o kadar zor kilo verirsiniz.
Bu diyetin mantığında gün içerisinde oldukça az kalori almak var. Uzun vadede bu tarz diyetler sağlıksız olabilir ancak ben vermem gereken 6 kilo olduğu dönemde ayda 3 kere bu diyeti uygulayarak 6 kilo vermiştim, pek bir zararını da görmedim çünkü almam gereken tüm vitamin, mineral ve besin öğelerini alıyordum.
Bir örnekle başlayalım. 60 kilo 165 boyunda bir kadının kilosunu korumak için alması gereken kalori miktarı 1500dür. Dolayısıyla 1500 kalorinin altında kaldığınız her gün kilo verirsiniz. Ancak verdiğiniz kilonun hızını bu kalorinin ne kadar altında kaldığınız belirler. Size vereceğim bu diyet yaklaşık olarak 500 kalori civarında ve bu yüzden oldukça güzel bir kilo kaybı sağlıyor. Şimdi diyetin içeriğine geçelim.
1.Gün:
SABAH: 1 haşlanmış yumurta, 1 domates, 1 salatalık, bir dilim peynir, 4 adet zeytin, sınırsız şekersiz çay veya filtre kahve
ÖĞLEN: 1 büyük kase çorba (mümkünse kremalı olmayanlardan tercih edin), 1 adet orta şekerli türk kahvesi, sınırsız çay
AKŞAM: 1 kocaman cömertçe hazırlanmış marul,domates,salatalık ve istediğiniz yeşilliği içeren az yağlı salata
2.Gün:
SABAH: 3 yemek kaşığı yulaf, 6 yemek kaşığı diyet mısır gevreği, yağsız süt
ÖĞLEN: 1 parça tavuk göğsü, küçük salata
AKŞAM: Büyük bir tabak haşlanmış brokoli ve karnabahar, yanına yoğurt
3.Gün:
SABAH: 2 yumurta çırpılarak yapılan omlet, yeşillik, 1 dilim peynir,4 adet zeytin
ÖĞLEN: 1 tabak sebze yemeği
AKŞAM: 2 büyük kase düşük kalorili çorba
***Diyet listemiz bu şekilde. Oldukça zorlayıcı olduğunu biliyorum ancak siz de bilin ki oldukça işe yarar bir diyet. Bu diyette imkanınız olduğu herhangi bir saatte yeşil çay içmenizde fayda var. Günde en az 1.5 litre su içmelisiniz. Eğer gece dayanamayacak kadar acıkmış olursanız 1 bardak kefir içebilirsiniz veya 1 bardak şekersiz sütle hazırlanmış kahve içebilirsiniz. Hepinize iyi diyetler!
1 Temmuz 2019 Pazartesi
Burberry Classic, My Burberry, Dior Hypnotic Poison
Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlerle burberry classic, my burberry ve dior hypnotic poison parfümleriyle ilgili görüşlerimi paylaşacağım. Fiyatları biraz tuzlu olan bu parfümleri almadan önce genel olarak fikir edinmek isteyebileceğinizi düşünerek elimde olanlarla ilgili bir yazı hazırlamaya karar verdim :)
1-DIOR HYPNOTIC POISON

Orta Notalar: Sümbülteber, yasemin, inci çiçeği, gül, Brezilya gül ağacı, kimyon.Dip Notalar: Sandal ağacı, badem, vanilya, misk. Hypnotic poison oldukça tatlı ve ağır bir kokusu olan parfümlerden biri. Eğer ağır, şekerli ve feminen kokuları seviyorsanız bu parfümü oldukça seveceğinizi düşünüyorum. Özellikle kış aylarında biraz daha yoğun kokuları tercih etmek isteyen kadınlar bütçeleri el veriyorsa bu parfümü deneyebilirler. Ve şahsen ben bu parfümün bir gece kokusu olduğunu düşünüyorum çünkü bu kadar net ve ağır bir koku gündüze uygun gelmiyor. Standart parfümlerde güne başlarken 4-5 fıs sıkıyorsanız hypnotic poisonda 2 fıs yeterli olacaktır çünkü oldukça kalıcı ve yoğun bir kokuya sahip. Gün içerisinde saatlerce kokusunu alıyorsunuz, günün sonuna doğru dağılmaya başlıyor ancak kıyafetleriniz sürekli olarak parfüm kokmaya devam ediyor. Özetleyecek olursak tatlı ve yoğun kokuları sevenler denesinler! :)
2- BURBERRY CLASSIC
Burberry'nin efsaneleşen bu parfümü tabiri caizse oldukça klas bir kokuya sahip. Parfümün tepe notasını yeşil elma, bergamot, şeftali, kayısı ve erik, kalp notasını yasemin, sandal ağacı ve sedir, dip notasını ise misk ve vanilya oluşturmaktadır. Parfümün kokusu ne çok ağır ne de çok hafif oldukça ayarında. Eğer yoğun ve cesur kokulardan hoşlanmıyorsanız ancak çok fresh ve çiçeksi kokuları da hafif buluyorsanız burberry classic tam size göre bir parfüm. Kalıcığına gelecek olursak güne başlarken 3 fıs sıkmanız yeterli olacaktır, günün sonlarına doğru koku dağılmaya başlıyor ancak kıyafetlerinizde sürekli olarak parfüm kokusunu almaya devam ediyorsunuz. Şu an fiyatı 510 lira olan bu parfüm indirimle 210 liraya kadar iniyor. Klas kokuların kadınıyım diyorsanız denemenizi tavsiye ederim :)
3- MY BURBERRY

Etiketler:
burberry,
burberry classic,
dior,
dior hypnotic poison,
eğlence,
güzellik,
hayat,
hypnotic poison,
koku,
my burberry,
parfüm,
parfümler,
trenchcoat,
trençkot,
yaşam
30 Haziran 2019 Pazar
Yves Rocher Favorilerim
Merhaba sevgili okurlar! Bu yazımda sizlerle favorim olan yves rocher ürünlerini paylaşacağım. Biliyoruz ki yves rocher biraz pahalı bir marka ancak yıl içerisinde yaptıkları kampanyalar ve çeşitli indirimlerle oldukça uygun fiyatlara istediğiniz ürünlere sahip olabiliyorsunuz. Benim yves rocher hakkında en sevdiğim şey oldukça tok gönüllü bir marka olması. Yıl içerisinde doğum günü hediyeleri, mağazadan alışveriş yaptığınızda verilen minik hediyeler, kişiye özel indirimli ürünlerle gönlümüzü fethediyor! Tamamen bitkisel içeriğiyle de gönlümüz rahat bir şekilde kullanıyoruz.Şimdi sizlere favori ürünlerimi tanıtayım.

1-JOJOBA ÖZLÜ ŞAMPUAN VE SAÇ KREMİ:

2-HAMAMELİS ÖZLÜ ŞAMPUAN VE DETOKS ETKİLİ SAÇ İKSİRİ:

3-SHEA YAĞI ÖZLÜ VÜCUT SÜTÜ:

4- LİMON ÖZLÜ DUŞ JELİ

4- KİRAZ ÇİÇEĞİ PARFÜMÜ:

5- LOTUS ÖZLÜ ROLL-ON, VİŞNELİ DUDAK BALMI, KAHVERENGİ RİMEL

5-HYDRA VEGETAL GÜNDÜZ KREMİ VE YÜZ TEMİZLEME JELİ:

Yüz temizleme jeli için de miktar durumu geçerli. Nohut kadar bir jel yüzünüzde aşırı derecede köpürüyor ve yayılıyor o yüzden oldukça uzun ömürlü bir ürün. Yüzünüzü kurutmadan temizliyor ve müthiş bir temizlik ve ferahlık hissiyle sizi başbaşa bırakıyor.
➤Eveet tüm sevdiğim ürünleri sizlere tanıttım. Tanıtım benden denemek sizden. Umarım yazımdan keyif almışsınızdır. Esen kalın!
Etiketler:
cilt,
cilt bakımı,
dudak balmı,
duş jeli,
gündüz kremi,
kiraz çiçeği,
nemlendirici,
parfüm,
rimel,
rocher,
roll on,
saç iksiri,
saç kremi,
saç sirkesi,
şampuan,
vücut sütü,
yves,
yves rocher
Diadermine Hydralist Serisi
Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlere kendim de kullandığım diadermine hydralist serisi ipeksi gündüz kremi ve mucizevi nemlendirici sprey hakkında bilgi vereceğim.
HYDRALIST İPEKSİ GÜNDÜZ KREMİ:

Günlük kullanım için son derece uygun olan bu kremin gerçekten de vaat edildiği gibi ipeksi bir dokusu var son derece kolay uygulanıyor ve ciltten emilimi çok iyi. Yüzünüzde yapışkan bir his bırakmıyor. Benim cildim kuru bir cilt yapısına sahip ve çok güzel nemlendiriyor, zaten bu ürün normal ve kuru ciltler için tasarlanmış. Ayrıca kokusu da son derece güzel. Özetlemek gerekirse fiyatı abartı olmayan, günlük kullanıma uygun bir ürün arıyorsanız bu krem sizin için son derece uygun. Watsons ve gratislerde indirimde 27 tl civarında bulabilirsiniz.
HYDRALIST MUCİZEVİ NEMLENDİRİCİ SPREY:

Etiketler:
cilt,
cilt bakımı,
çöl yosunu özlü,
diadermine,
diadermine hydralist,
gündüz kremi,
güzellik,
hydralist,
krem,
nemlendirici,
nemlendirici sprey,
nemlendirme,
sprey,
yüz kremi
Ödem Atıcı Çay
Ödem Atıcı Çay Tarifi:
1.5 litre su
1 demet maydanoz
1 tutam mısır püskülü
1 tutam kiraz sapı
2 dal çubuk tarçın
1/2 ceviz büyüklüğünde taze zencefil
Yapılışı:
Tüm malzemeler beraber 10 dakika kaynatılıp süzüldükten sonra içine 1 adet limon suyu, 2-3 adet karanfil eklenmelidir. Sıcak- soğuk içilebilir.
Sevgili okurlar bu tarifi hazırladığınız gün içerisinde tüketmeye özen gösteriniz, sonraki güne kalmasının pek bir anlamı olmuyor. Hepinize sevgiler!
Etiketler:
antioksidan,
beslenme,
bitki çayı,
bitkisel kürler,
cilt bakımı,
detoks,
diyet,
diyet kürleri,
diyet listesi,
diyet programı,
diyetisyen,
kilo verme,
ödem,
ödem atma,
zayıflama
Toksin Atmaya-Detoksa Yardımcı Besinler
Sağlıksız beslenme, stres ve yoğun iş hayatına bağlı hareketsiz yaşam, vücutta toksin yani sağlığa zararlı etkileri olan maddelerin vücutta birikmesine sebep olur. Vücuda gerekli olan enerji üretilirken serbest radikaller denilen ve vücutta istenmeyen maddeler oluşmakla birlikte yemeklerden, havadan ve fiziksel temaslar sonucunda da toksin alınabilir. Bunlar vücuttan uzaklaştırılamazsa; kanser, kalp damar hastalıkları, erken yaşlanma, diyabet, artrit gibi riskleri arttırmaktadır. Bunun yanında baş ağrıları, halsizlik, yorgunluğa da neden olabilmektedir.
Toksinleri vücuttan uzaklaştıran başlıca organımız karaciğerdir. Toksinler dışarıya, böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılmaktadır. Bunun için karaciğerin yanı sıra bağırsak sistemimizin de iyi açlışması çok öenmlidir.
Antioksidan vitamin olarak bilinen A, C ve E vitaminleri yanında özellikle çinko ve selenyum elementleri de serbest radikalleri vücuttan uzaklaştırmada görev almaktadır.
ENGİNAR:
Enginarda bulunan cidarin adlı madde başta karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardım eder.
SÜLFÜR İÇEREN BESİNLER:
Brüksel lahanası, brokoli, karnabahar ve lahana gibi sülforafan içeren besinler karaciğer sağlığını korumanın yanı sıra anti kanserojen etki göstermektedir. İçeriğindeki lifler sayesinde bağırsak florasını desteklemektedir.
TURUNÇGİLLER:
Portakal, limon, greyfurt ve mandalina gibi turunçgilller yüksek oranda C vitamini içeriği ve liminoid içeriği ile bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynarlar.
YULAF:
Yulafın yapısında suda çözünebilen bir lif olan betaglukan bulunur. Bağırsak ve sindirim sistemine yardımcı olmakla birlikte vücut için önemli bir antioksidan olan selenyum da içermektedir.
YOĞURT-KEFİR:
Yoğurt ve kefirin içeriğinde bulunan probiyotikler (faydalı bakteriler) bağırsak florasını düzenleyerek toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olur.
ANANAS:
C vitamini ve lif içeriği yüksek olan ananasın içeriğindeki bromelain enzimi de vücuttan toksin atıcı etki gösterir. Sindirime yardımcıdır, inflamasyon ve ödemi de etkili bir biçimde azaltır.
SARIMSAK-SOĞAN:
Sarımsak, soğan, pırasa, arpacık soğanı da içeren allium bitki ailesi, antioksidan etki göstererek bağışıklık sistemini destekler. Karaciğerden toksinlerin atılımını sağlar.
YEŞİL ÇAY:
Yeşil çayda bulunan epi-gallo-kateşin-3-gallat adı verilen ve kısaca EGCG olarak isimlendirilen biyolojik aktif öğenin başta bağışıklık sistemi, kolesterolü azaltıcı etkisi ve kan basıncını düzenlemesi gibi olumlu etkileri bulunmaktadır
.
Toksinleri vücuttan uzaklaştıran başlıca organımız karaciğerdir. Toksinler dışarıya, böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılmaktadır. Bunun için karaciğerin yanı sıra bağırsak sistemimizin de iyi açlışması çok öenmlidir.
Antioksidan vitamin olarak bilinen A, C ve E vitaminleri yanında özellikle çinko ve selenyum elementleri de serbest radikalleri vücuttan uzaklaştırmada görev almaktadır.
Toksin Atmaya-Detoksa Yardımcı Besinler
ENGİNAR:
Enginarda bulunan cidarin adlı madde başta karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardım eder.
SÜLFÜR İÇEREN BESİNLER:
Brüksel lahanası, brokoli, karnabahar ve lahana gibi sülforafan içeren besinler karaciğer sağlığını korumanın yanı sıra anti kanserojen etki göstermektedir. İçeriğindeki lifler sayesinde bağırsak florasını desteklemektedir.
TURUNÇGİLLER:
Portakal, limon, greyfurt ve mandalina gibi turunçgilller yüksek oranda C vitamini içeriği ve liminoid içeriği ile bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynarlar.
YULAF:
Yulafın yapısında suda çözünebilen bir lif olan betaglukan bulunur. Bağırsak ve sindirim sistemine yardımcı olmakla birlikte vücut için önemli bir antioksidan olan selenyum da içermektedir.
YOĞURT-KEFİR:
Yoğurt ve kefirin içeriğinde bulunan probiyotikler (faydalı bakteriler) bağırsak florasını düzenleyerek toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olur.
ANANAS:
C vitamini ve lif içeriği yüksek olan ananasın içeriğindeki bromelain enzimi de vücuttan toksin atıcı etki gösterir. Sindirime yardımcıdır, inflamasyon ve ödemi de etkili bir biçimde azaltır.
SARIMSAK-SOĞAN:
Sarımsak, soğan, pırasa, arpacık soğanı da içeren allium bitki ailesi, antioksidan etki göstererek bağışıklık sistemini destekler. Karaciğerden toksinlerin atılımını sağlar.
YEŞİL ÇAY:
Yeşil çayda bulunan epi-gallo-kateşin-3-gallat adı verilen ve kısaca EGCG olarak isimlendirilen biyolojik aktif öğenin başta bağışıklık sistemi, kolesterolü azaltıcı etkisi ve kan basıncını düzenlemesi gibi olumlu etkileri bulunmaktadır
.
Etiketler:
antioksidan,
beslenme,
bitkisel kürler,
cilt bakımı,
detoks,
diyet,
diyet kürleri,
diyet listesi,
diyet programı,
diyetisyen,
kilo verme,
sağlık,
sağlıklı yaşam,
yemek,
zayıflama
Zararlı ve İşe Yaramayan 13 Diyet Efsanesi
Zararlı ve İşe Yaramayan 13 Diyet Efsanesi
Kilo verme hedefine aceleyle ulaşmak isteyen herkes kestirme yolların peşinde
koşmaya başlar. Özellikle diyet ve beslenme söz konusu olunca kulaktan dolma
bilgiler havada uçuşur. Bu tip bilgilerin büyük çoğunluğu aslında hiçbir işe
yaramıyor ve bilimsellikten uzaklar. Üstelik kimileri sağlığımız için tehlike
bile yaratabiliyorlar.Şimdi en çok konuşulan diyet efsanelerine bir bakalım ve
bilimsel olarak nasıl çürütüldüklerine görelim…
koşmaya başlar. Özellikle diyet ve beslenme söz konusu olunca kulaktan dolma
bilgiler havada uçuşur. Bu tip bilgilerin büyük çoğunluğu aslında hiçbir işe
yaramıyor ve bilimsellikten uzaklar. Üstelik kimileri sağlığımız için tehlike
bile yaratabiliyorlar.Şimdi en çok konuşulan diyet efsanelerine bir bakalım ve
bilimsel olarak nasıl çürütüldüklerine görelim…
1. Efsane: Diyet yaparken asla kaytarmamalısın.
Gerçek: Sağlıklı beslenme planını sürdürürken arada bir kaçamak yapmak
aslında tamamen normal ve hiçbir zararı yok. Bussiness Insider’a konuşan
İngiliz diyetisten ve beslenme uzmanı Nchola Whitehead, “Arada bir fazla
yemenin bir zararı yok. Kilo aldıran şey, uzun vadede sürekli fazla yemek.
” Whitehead’in söylediğine göre kırmızı et ağırlıklı, işlenmiş karbonhidratlı
bir diyetten bolca sebze, tam buğday ve hafif proteinlere geçtiyseniz zaten
işin büyük kısmını başarmışsınız.
aslında tamamen normal ve hiçbir zararı yok. Bussiness Insider’a konuşan
İngiliz diyetisten ve beslenme uzmanı Nchola Whitehead, “Arada bir fazla
yemenin bir zararı yok. Kilo aldıran şey, uzun vadede sürekli fazla yemek.
” Whitehead’in söylediğine göre kırmızı et ağırlıklı, işlenmiş karbonhidratlı
bir diyetten bolca sebze, tam buğday ve hafif proteinlere geçtiyseniz zaten
işin büyük kısmını başarmışsınız.
2. Efsane: Kalori saymak kilo vermek için en etkili yöntem
Gerçek: Kalori hesabı yapmak, kapsamlı bir kilo verme stratejisi içerisinde
önemli bir araçtır. Ancak bütün kilo verme meselesini kalori saymaya
bağlamanın hiçbir etkisi bulunmuyor.
önemli bir araçtır. Ancak bütün kilo verme meselesini kalori saymaya
bağlamanın hiçbir etkisi bulunmuyor.
Sebebi yalnızca kaloriye bakarak beslenmenin besin değerlerini dikkate almıyor
oluşu. Sağlıklı bir beslenme planı için protein ve karbonhidrattan vitamin ve
minerale kadar tüm besin değerlerinin izlenmesi gerekiyor. Gün boyu yediklerinin
kalorisini toplarken besin değerini de öğrenmek istersen FitWell işini
kolaylaştırabilir; gün boyunca yediklerini uygulamaya eklediğinde enerji değerinin
yanı sıra besin değerlerini de sana söyler.
oluşu. Sağlıklı bir beslenme planı için protein ve karbonhidrattan vitamin ve
minerale kadar tüm besin değerlerinin izlenmesi gerekiyor. Gün boyu yediklerinin
kalorisini toplarken besin değerini de öğrenmek istersen FitWell işini
kolaylaştırabilir; gün boyunca yediklerini uygulamaya eklediğinde enerji değerinin
yanı sıra besin değerlerini de sana söyler.

3. Efsane: Az yağlı yemekler yağ yakmanı sağlar
Gerçek: Düşük yağ oranlı bir diyet mutlaka kilo kaybettirecek diye bir şey yok.
50.000 kadınla yapılan 8 yıllık bir araştırmada katılımcıların yarısı az yağlı bir
beslenme planı izlerken diğerleri normal beslenmeye devam etmiş. Araştırmacılar
az yağlı yemenin göğüs kanseri, kolorektal kanser veya kalp krizi risklerini
azaltmadığını bulmuşlar.
50.000 kadınla yapılan 8 yıllık bir araştırmada katılımcıların yarısı az yağlı bir
beslenme planı izlerken diğerleri normal beslenmeye devam etmiş. Araştırmacılar
az yağlı yemenin göğüs kanseri, kolorektal kanser veya kalp krizi risklerini
azaltmadığını bulmuşlar.
Üstelik az yağlı yiyenler neredeyse hiç kilo kaybetmemiş.
Artık en iyi beslenme uzmanlarının tavsiyeleri, kuru yemiş, balık ve avokado
gibi sağlıklı yağların düzgün oranda tüketildiğinde sağlık için iyi olduğuna
dikkat çekiyor.
gibi sağlıklı yağların düzgün oranda tüketildiğinde sağlık için iyi olduğuna
dikkat çekiyor.
4. Efsane: Diyete hızla başlamak için detoks yapmak iyi bir yoldur
Gerçek: Aslında detoks yapmaya pek ihtiyaç yok.
Zehirlenme gibi bir vaka yaşamadıkça hepimiz yediklerimizdeki zararlı
maddeleri temizlemeye yarayan süper etkili bir filtreleme sistemine sahibiz:
Karaciğer ve Böbrekler.
maddeleri temizlemeye yarayan süper etkili bir filtreleme sistemine sahibiz:
Karaciğer ve Böbrekler.
Böbreklerimiz kanımızı filtreleyerek yediklerimizdeki atıkların atılmasını sağlıyor.
Karaciğerimiz ise vücudumuza giren kimyasalların detoksine edilmesini sağlıyor.
Karaciğerimiz ise vücudumuza giren kimyasalların detoksine edilmesini sağlıyor.
Vücudun dinlenmesini sağlamak için bir süre yalnızca sağlıklı besinler ve sebze
suları alınması bedeni rahatlatır fakat diyete başlamak için kestirme bir yol sayılmazlar.
suları alınması bedeni rahatlatır fakat diyete başlamak için kestirme bir yol sayılmazlar.

5. Efsane: Beslenme planına tamamlayıcı gıdalar eklemek iyidir.
Gerçek: Onlarca yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda tamamlayıcı gıda
katkılarının belirgin bir faydası tespit edilememiş. Üstelik bazılarının zarar
verme riski de büyük.
katkılarının belirgin bir faydası tespit edilememiş. Üstelik bazılarının zarar
verme riski de büyük.
En zararlı tamamlayıcı gıdalar arasında kilo vermeye yardımcı olanlar,
kas geliştirmeye yardımcı olanlar ve cinsel performans arttırıcılar yer alıyor.
kas geliştirmeye yardımcı olanlar ve cinsel performans arttırıcılar yer alıyor.
6. Efsane: İyi sonuç veren bir diyet herkes için iyidir
Gerçek: Kimsenin bedeni aynı değil ve tek bir iyi diyet yok.
Bir kimsenin genetik yapısından ağız tadına, hatta iş ve özel hayat düzenine
kadar pek çok şey sağlıklı bir beslenme planının nasıl olması gerektiğini etkiler.
kadar pek çok şey sağlıklı bir beslenme planının nasıl olması gerektiğini etkiler.
İlgili araştırmalara göre sağlıklı bir beslenme planı seçerken bakman gereken
en önemli faktör, plana sürekli uyup uyamayacağın. Burada damak tadın
belirleyici rol oynuyor. FitWell Premium’u tam da bu noktada verimli bir şekilde
kullanabilirsin. Beslenme planını sana özel yapan şey, FitWell’in yeni öğün önerilerini
senin beğenilerini ve tercihlerini öğrenerek hazırlaması. Tabii ki hedefinin ne olduğu
da önemli; Kuvvetlenmek, Yağ Yakmak veya Fit Görünmek, hedefin neyse ona uygun
yemekler karşına geliyor.
en önemli faktör, plana sürekli uyup uyamayacağın. Burada damak tadın
belirleyici rol oynuyor. FitWell Premium’u tam da bu noktada verimli bir şekilde
kullanabilirsin. Beslenme planını sana özel yapan şey, FitWell’in yeni öğün önerilerini
senin beğenilerini ve tercihlerini öğrenerek hazırlaması. Tabii ki hedefinin ne olduğu
da önemli; Kuvvetlenmek, Yağ Yakmak veya Fit Görünmek, hedefin neyse ona uygun
yemekler karşına geliyor.
7. Efsane: Yumurta akı sarısından iyidir
Gerçek: Yüksek kolesterol oranı yüzünden uzun süre insanlar tam yumurta yemekten
kaçındı. Ancak sonraları anlaşıldı ki gıdalarımızdan gelen kolesterol, kanımızdaki
kolesterol seviyesini pek de etkilemiyor.
kaçındı. Ancak sonraları anlaşıldı ki gıdalarımızdan gelen kolesterol, kanımızdaki
kolesterol seviyesini pek de etkilemiyor.
Kolesterolün sağlıksız olduğunu öne süren ilk araştırmaların çoğu hiç hayvansal
gıda tüketmeyen tavşanlar üzerinde gerçekleştiriliyordu.
gıda tüketmeyen tavşanlar üzerinde gerçekleştiriliyordu.

8. Efsane: Glutenden uzak durmak sindirim sistemi sağlığı için iyidir.
Gerçek: Çölyak hastası değilsen muhtemelen glutenin bedenin üzerinde çok büyük
bir olumsuz etkisi olmaz. Yine de glutenli gıdalar tükettiğinde kendini kötü
hissettiğini farkediyorsan azaltmanda fayda olabilir.
bir olumsuz etkisi olmaz. Yine de glutenli gıdalar tükettiğinde kendini kötü
hissettiğini farkediyorsan azaltmanda fayda olabilir.
Çalışmalar pek çok insanın buğday yesin yemesin, şişkinlik ve gaz problemi
yaşadığını gösteriyor.
yaşadığını gösteriyor.
9. Efsane: Badem sütü normal sütten iyidir.
Gerçek: Süt ürünü alternatifleri gerçeğinin besin değerini her zaman karşılamıyor.
8gr protein içeren bir bardak sütle kıyaslandığında badem sütünün içinde hiç
protein bulunmuyor. İçerğinde yer alan vitaminlerin pek çoğu da üretim esnasında
katılıyor. Üstelik bazı çalışmalar sonradan katılan vitraminlerin beden tarafından
daha zor absorbe edildiğini gösteriyor.
protein bulunmuyor. İçerğinde yer alan vitaminlerin pek çoğu da üretim esnasında
katılıyor. Üstelik bazı çalışmalar sonradan katılan vitraminlerin beden tarafından
daha zor absorbe edildiğini gösteriyor.

10. Efsane: Sebze meyve suları yemeğin yerine iyi alternatiftir
Sebze meyve sularının içinde vitamin ve bazen az miktarda protein olsa da araştırmalar
gerekli besinleri almanın en iyi yolunun sebze, meyve, tam buğday ve sağlıklı protein
kaynağı içeren dengeli bir beslenme olduğunu gösteriyor.
gerekli besinleri almanın en iyi yolunun sebze, meyve, tam buğday ve sağlıklı protein
kaynağı içeren dengeli bir beslenme olduğunu gösteriyor.
Daha önemlisi, sebze ve meyvelerin suyunu çıkarmak liflerinden de büyük oranda
arındırmak anlamına geliyor. Bir sonraki öğüne kadar bizi en çok tok tutan şeyse lifler.
arındırmak anlamına geliyor. Bir sonraki öğüne kadar bizi en çok tok tutan şeyse lifler.

11. Efsane: MSG’den uzak durulmalı
Gerçek: Monosodyum Glutomat pekçok yemeğin lezzetini arttırmak için kullanılan
bir maddedir ve sindirim açısından güvenlidir.
bir maddedir ve sindirim açısından güvenlidir.
MSG çoğunlukla boyun bölgesindeki uyuşmalar ve Çin Restoranı Sendromu olarak
bilinen bir yorgunluk haliyle ilişkilendiriliyor. Burada asıl faktörün aşırı yemek
olduğu söyleniyor. MSG’yi çok fazla tüketmek ise pek çok şeyde olduğu gibi önerilmiyor.
bilinen bir yorgunluk haliyle ilişkilendiriliyor. Burada asıl faktörün aşırı yemek
olduğu söyleniyor. MSG’yi çok fazla tüketmek ise pek çok şeyde olduğu gibi önerilmiyor.
12. Efsane: Yemeği mikrodalgaya koymak besin değerini öldürür
Gerçek: Mikrodalga yemeklerin besin değerini düşürmez
Mikrodalga fırınlar, enerji dalgaları kullanarak yemeğin içindeki moleküllerin
daha hızlı titreşmesini sağlar. Böylece yemeğin içindeki su molekülleri hızla
kaynama noktasına gelir ve ısı ortaya çıkar. Kimi besinler ısıtıldığında yok olduğu
doğrudur ve bu mikrodalgada, fırında veya ocakta gerçekleşebilir.
daha hızlı titreşmesini sağlar. Böylece yemeğin içindeki su molekülleri hızla
kaynama noktasına gelir ve ısı ortaya çıkar. Kimi besinler ısıtıldığında yok olduğu
doğrudur ve bu mikrodalgada, fırında veya ocakta gerçekleşebilir.
İşin ilginci, mikrodalgada yemekleri ısıtmak ocakta ısıtmaktan daha kısa sürdüğü için vitaminlerinin korunmasını bile sağlayabilir.

13. Efsane: Chia tohumu, elma sirkesi ve mantarlar süper-gıdalardır
Gerçek: Kimi yemeklerin besin değeri diğerlerine göre üstün olmakla birlikte
bilimsel veya yasal olarak tanımlanmış bir “süper-gıda” ifadesi literatürde bulunmuyor.
bilimsel veya yasal olarak tanımlanmış bir “süper-gıda” ifadesi literatürde bulunmuyor.
Chia, kinoa, elma sirkesi gibi gıdaların çok besleyici oldukları doğru, ancak
bunları diğerlerinden süper derecesinde ayıracak bir farkları bulunmuyor.
bunları diğerlerinden süper derecesinde ayıracak bir farkları bulunmuyor.
Etiketler:
beslenme,
bitkisel kürler,
cilt bakımı,
diyet,
diyet kürleri,
diyet listesi,
diyet programı,
diyetisyen,
fit,
kilo verme,
sağlık,
sağlıklı yaşam,
spor,
yemek,
zayıflama
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)